Şu anda tam 11 adet dişim var. Üç tane azı dişimi de kesiciler gibi ardarda çıkardım ve bu benim çok zor oldu. Dördüncü azı dişim kaç gündür çıkmaya çalışıyo ama bir türlü patlayamadığı için geceleri hep huzursuz ve delikdeşik uykular uyuyorum. Annem gece rahatlatsın diye dişime jel sürüyor.


Onun dışında günler çok eğlenceli ve oyun dolu geçiyor. Her gün yeni yeni oyunlar öğreniyorum ve oynamaktan büyük zevk alıyorum. Bana soru sordukları zaman evet anlamında başımı sallıyorum. Hayır demeyi daha öğrenmedim:)
Tuvalet bilincim de yavaş yavaş oturmaya başladı. Birisi tuvalete gittiği zaman arkasından, anne çişş, baba çişş diyorum:)
Bebeklerimin altını bezlemeyi çok seviyorum. Aynı annemin bana yaptığı gibi onları yatıyorum bacaklarını açıp altlarına bezi koyuyorum. Tabii bez onlara biraz büyük geldiği için çok başarılı olamıyorum ama bu oyunu günde defalarca tekrarlamaya bayılıyorum.
Müzik ve dans hala en sevdiğim aktiviteler. Müziği duyduğum anda dans etmeye başlıyorum. Şu anda çokça kullandığım kelimeler ‘avva avva’ (Allah Allah::) bir de elimi açıp arkasından da çık çık çık demeyi ihmal etmiyorum:) Ayrıca bu ay babaanne demeyi öğrendim. ‘Mamaannemm’ diyorum.
Eylül hadi bize çay yap dediklerinde oyuncak fincanlarıma biberonumdan su doldurup götürüyorum:)
Aynı zamanda biberonumla bebeklerimin üzerine su döküp yıkamayı da çok seviyorum.
İstediğim şeyin yapılması konusunda biraz sabırsızım. O anda kucağa alınmak istiyosam kollarımı açıp hadi hadi diyerek kucağa çıkana kadar pes etmiyorum:)
Gıdıklanmaktan çok hoşlanıyorum. Güzel kahkahalarımla inletiyorum heryanı...

Cumartesi günü annemle uzun zamandır planladığımız şeyi gerçekleştirdik. Annem beni parka götürdü sonunda. Hava diğer günlere nispeten daha iyiydi. Biz de fırsattan yararlanıp hemen sokağa attık kendimizi. Annem benim küçük sırt çantama su, mendil gibi gerekli olabilecek şeyleri doldurdu, beni pusetime oturttu ve gittik. Beni salıncakta salladı çok eğlendim. Sallanırken kahkahalar attım. Sonra parkın içinde bir kaç tur attık ve hava biraz rüzgarlı olduğu için eve döndük. Ama ikimiz için de çok iyi oldu. Hele benim için. Günler sonra bol bol oksijen almış oldum ve çok mutlu oldum. Yalnız şunu da belirtmem gerek ki; annem benim evde bu kadar fırlama bir kızken, dışarı çıktığım zaman nasıl böyle vakur, etrafı sakin bakışlarla süzen bir küçük hanımefendiye dönüşmem karşısında hayretler içinde kalıyor:)


Pazar günü ise yine anneanneme gittik. Anneannem yine bana güzel güzel mamalar yaptı. Aşure adındaki mamayı çok sevdim. Hafta içi ilk kez babaannemin yaptığını yemiştim. Hafta sonu anneannem de yapmış bayıla bayıla yedim. Sonra akşam dedem bizi eve bıraktı. Böyle bir haftasonuydu...

Şu havalar bir türlü düzelmedi. Her gün soğuk. O yüzden dışarı çıkamıyorum ne yazık ki. Gribi atlattım ama birkaç gün öksürdüm. O yüzden annem bu hafta sonu beni anneannem dahil hiç bir yere götürmedi. Evde takıldık. Aaa benim canım sıkıldı ama hep ev hep ev nereye kadar gidecek bu böyle.

Allaha çok şükür bu mikrop beni çok az etkiledi ve defoldu gitti:) Hafif burun akıntısı ve bir kaç uykusuz geceyle hastalığımı atlattım. Mızmızlığım ve tutturma huyum da hain mikropla birlikte uçtu gitti:) Şimdi yine uyumlu, mutlu ve oynak Eylül’üm.


Günlerim aynı geçiyor sayılır. Havalar soğuk ve ben dışarı çıkamıyorum. Babaannem beni bu gün parka götürecekti ama yeni hastalıktan kurtulduğum için erteledik. Bu hafta sonu da evde olucam sanırım. İnşallah hava yine bugünkü gibi güzel olur ben de eve tıkılmak zorunda kalmam.

Hastayımm:(( Hain mikrop sonunda beni de buldu. Akşam annem işten döndüğünde farketti. Burnum akıyodu ve hapşırıyodum. Ama keyfim yerindeydi. Oyunlarıma hız kesmeden devam ediyodum. Ama gece yattıktan sonra kötü oldum. Burnumun tıkanıklığından rahat uyuyamadım. Sonra ateşim çıktı. Annem şurup verip beni kucağında salladı. Ama bütün gece mızmız ve delikdeşik bi uyku uyudum. Annem çok üzüldü. Hafta sonu gezmeye gittiğimiz için hastalandığmı düşünüyor çünkü.

Cumartesi günü rutin doktor kontrolüm vardı. Aylardan sonra doktor Erhan amcamı gördüm. Yanık izlerimi görünce çok şaşırdı ve üzüldü. Ama derinin kendini topladığını iyi göründüğünü söyledi. Önce beni muayene etti. Muayene sırasında ağlamadım. Sonra beni tarttı ve boyumu ölçtü. 1040 gr olmuşum. Boyum da 77,5 cm. Sonra aşı yaptı pnomokok son doz. Aşı yapınca birazcık ağladım. Canım yandı çünkü. Gelişimimin ve sağlık durumumun iyi olduğunu söyledi. İki tane azı dişi patlatmışım. Birini annem zaten farketmişti. Diğerini de yeni patlatmış dedi. Dün geceki huzursuzluğumun nedeni de ortaya çıkmış oldu böylece. Bir tane de heran patlayabilir dedi. Bana yeni bir vitamin yazdı. Artık doğduğumdan beri içtiğim acd vitaminini içmicem onun yerine balık yağı içeren başka bir vitamin içicem ismi Minadex. Bakalım tadı nasıl merak ettim. Önümüzdeki ay bir kez daha aşım varmış. Üfff.


Sonra doktordan çıkıp eve geldik. Evde biraz zaman geçirdik daha sonra hazırlandık özge teyzem ve biz Nursel teyzemlere gittik. Yine Koray ve Egemen vardı. Onlarla oynadım. Koray yürüme işini bayağı ilerletmiş hatta koşmaya başlamış:) Çok güleryüzlü karşıladı bizi şeker çocuk. Egemen yine biraz mızmızdı. Sanırım kalabalık ortamları sevmiyor. Annesine çok düşkün kucağından inmek istemiyo. Emekliyo ve bir saniye bile durmuyo çok hareketli. O da çok tatlıydı. Ben se korayın oyuncaklarına daldım bütün gün onlarla oynadım. Değişik oyuncaklar çok ilgimi çekiyo çünkü. İkisi uyudu ben uyumadım. Ama uslu durdum annemi üzmedim.

Pazar günü anneanneme gittik. Anneannem bana yine güzel güzel mamalar yaptı yedim. Bikaç yaramazlığım ve birşeyleri kırma olayım dışında vukuatsız bir gün oldu:)) Dayımın bilgisayar kulaklığını kırdım çünkü. Sonra akşam oldu eve döndük. Ama gece biraz zor oldu. Yeni patlamaya çalışan azı dişi yüzünden...

Dün akşam banyo yaptım. Yine eskisi gibi sudan hiç korkmadan hem de. Annem bu duruma çok sevindi. Hastaneden sonra uzun bi süredir sudan korkuyodum banyodan da pek hoşlanmıyodum. Ama dün akşam yine eski günlerdeki gibi yıkandım. Şıp şıp sularla oynadım. Annemi ıslattım:) Hatta banyo seansının bitmesine üzlüdüm bile...

Dün akşam babamın arkadaşı Erol abim geldi. Bana kocaman sarı bi ördek almış. Çok sevdimm. Neredeyse boyum kadar olmasına aldırmadan odadan odaya taşıyorum onu:) Onun dışında hava hala çok soğuk ve kar hala yokk:(( Günlerdir yağmur yağıyor ve biz eve tıkılmış durumdayız. Artık yaz olsun. Annemle parka gitmeyi çok özledim. Artık yürüdüğüm için parkın altını üstüne geribilirim rahatlıkla...

Cumartesi günü evde geçti. Annem kankalarıyla buluşacaktı ama son anda vazgeçtiler. Biz de annemle evde takıldık bütün gün. Ben zaten rekor kırarak 2,5 saat uyudum. Annem de o süre zarfında rahat rahat kitap okumuş. Pazar günü de yine evdeydik. Akşam üstü babamla birlikte oliviuma gittik. Beni sallanan oyuncaklara bindirdiler. Yemek yedik ve eve döndük. Yağmur yağdığı ve hava çok soğuk olduğu için biraz sıkıcı ve monoton bir hafta sonu geçirdim.

Yeni yıla girmiş bulunuyoruz. Yılbaşı gecesi bahsettiğim gibi Deniz teyzemlere gittik. Deniz teyzem bize çok güzel mamalar hazırlamış onları yedik, güldük eğlendik. Hoş bir akşamdı. Diğer Egemen’le de tanıştım. O da beni çok sevdi sanırım peşimden ayrılmadı:) Geç bi saate doğru annem beni uyuttu. Sonra eve dönmüşüz ben uyurken haberim yokk:) Babam bana üzerinde ismim yazılı altın bir bileklik almış yılbaşı hediyesi olarak. Çok beğendim. İlk yılbaşı hediyem çok güzel.

Dün de anneme ve babama tatil olduğu için evdelerdi. Bütün günü birlikte geçirdik ne güzel. Onlarla oynadım şarkılar söyledim. Annem muhteşem şarkımı videoya çekti. Annem bana tarçınlı fındıklı kurabiye yaptı hem de hepsi farklı şekillerde onları da afiyetle yedim:)