Lilypie Third Birthday tickers

Temmuz 31, 2009

EYLÜL YİRMİ ÜÇ AYLIK


Yazın sonuna yaklaşıyoruz. Ve senin doğumgününe. Dolu dolu 23 aylıksın. Hala tam olarak konuşamıyorsun. Ama çişini söylemeye başladın. Anne diye bana sarılmaların, gelip durup dururken öpmelerin içimi eritiyor şıpır şıpır:)


Bu yaz tatile gidemedik seninle. İçimde yara kalacak yazlardan biriydi. Kolun büyük ölçüde iyileşti ama doktor güneşe çıkmanı hala uygun görmediği için bu yazı esgeçtik. Ama biz babanla bi kaç gün İstanbul dışına kaçtık. Hayatımın en vicdan azabıyla dolu tatilliydi. Seni özlemekten başka hiç bişey yapmadım. Sensiz gittiğime de pin pişman oldum. Ama baban çok istiyordu bütün yıl yorulmuştu onu da kırmak istemedim. Öyle işte bebeğim bu itirafı da yaptıktan sonra yazıma devam edebilirim:)

Büyüyorsun her geçen gün. Biz de senin artık bir bebek olmaktan çıkıp küçük bir kız çocuğuna dönüşmeni izliyoruz keyifle. Hareketlerin değişiyor, saçların, boyun uzuyor, kelimeleri söyleyiş biçimin değişiyor. Espri anlayışı olan bir çocuksun kendince komiklikler yapıp en çok kendin gülüyorsun. Bazen çok bilmiş abla havalarına bürünüyorsun. Parmakla bizi tehdit etmelerin, kızmaların, kafanı gösterip televizyonu kapatmaların (kafam şişti demek oluyor.:)) hafızıma çiviyle çakmak istediğim anlar.

Çok güzel bir kız oluyorsun günden güne. Bilmiyorum benim kızım olduğun için mi bana öyle geliyor ama bence bu dünya üzerindeki en güzel küçük maymunsun. Tenin bembeyaz, gözlerin çok değişik bi renk. (kimsede yok o derece:)) Saçlarının ışıltılı güzel bukleleri kıvır kıvır, ellerin, parmakların, ayakların hepsi birer sanat eseri:) Hissediyorum. Sen çok güzel bir genç kız olacaksın.

Atlara olan düşkünlüğünden de bahsetmek istiyorum. Sen tam bir at hayranısın. O kadar ki evde küçük bir oyuncak at kolleksiyonun bile oluşmuş durumda. Herhangi bi yerde atların resmini bile görsen hayranlıkla gözlerini ayıramıyorsun. Kimbilir belki ileride binici olursun. Anne yine hayallere dalarr....

Meyve yemeye bayılıyorsun. O kadar ki günde üç öğün meyve yesen hayır demezsin. Bazen yemek konusunda mızmızlaşsan önüne ne koysak reddetsen bile meyveye asla hayır demiyorsun. Bu yaz bol bol yaz meyvesi yedin. Hepsini çok ama çok sevdin. Şu anda favorin üzüm. Zaten sen de küçük bi üzüm tanesi değil misin:) Hem adının arapça karşılığı da üzüm demek...

Bu gün itibariyle söylediğin kelimeleri yazmak istiyorum ileride unutmamak için:

Aak (ağaç), vuu (su), evvü (eylül), mamane (babaanne), del (gel), du (dur), otu (otur), kak (kalk), manane (banane evet malesef bu kelimeyi de öğrendin:)), bebe (bebek), beybi (baby evet ingilizce de konuşabiliyorsun:), yeşş (yes), değdikk (geldikk dışarıdan eve girdiğimiz zaman), nonuma (dondurma bu aralar çok fena sardın:)



Temmuz 13, 2009


Cumartesi günü anneanneme gittik yine. Neşeli bi gündü bol bol oynadım. Akşam ordan dönüşte babamla buluştuk ve vapurla mehtap turuna çıktık. Çok eğlenceliydi. Pazar günü babacığım hastaydı. Bütün gün midesi ağrıdı. Akşam ısrarlara dayanamayıp kabul etti doktora gitmeyi. Halam ve annem onu hastaneye götürdü. Bir sürü ilaç vermiş doktor amca iğne de yapmış. Sonra iyi oldu.

Temmuz 06, 2009

Uzun bir aradan sonra merhaba. Annem ve babam 15 gün yıllık izne çıktılar. Onların evde olması beni çok mutlu etti. Birlikte bol bol gezdik. Oyunlar oynadık. Her sabah kalktığımda anne-babaa diye onların odasına koştum ve onları yatakta bulunca çok sevindim. Şimdi annem ve babam yine işe başladı. Biz de eski rutinimize döndük. Hafta sonum da eğlenceli geçti. Cumartesi günü Koraylara gittik. Amacımız şişme havuz keyfi yapmaktı. Ama hava biraz rüzgarlı olduğu için anneler vazgeçti. Biz de Koray ve Egemenle oynadık. Korayın çadırında salıncağında bol bol oynadım. Yine en az öğle uykusu uyuma rekoru kırdım yaklaşık 30 dk:)) Sonra da eve döndük. Bu sefer de babam hadi dışarı çıkalım dedi. Bakırköye gittik. Bana oyuncak aldık. Gezdik eve döndük.

Pazar günü de anneanneme gittik. Ordan dönüşte yine babam ve halamla bakırköyde buluştuk yine dolaştık alışveriş yaptık ve eve döndük.