Ne kadar mutsuz, yorgun olsam da beni mutlu etmeyi başarır. Gülümsetir aniden.
Zaten her zaman sevmişimdir çocukları. Anne olmadan önce de. Onların hayata karşı o saf, iflah olmaz merak duygularını, heveslerini hep kıskanmışımdır. Bir çocuk gibi ufak şeylerden, saçma şeylerden mutlu olmayı başarabilmeyi istemişimdir her zaman; hüzün her kapımı çaldığında.
Çocukluk fotoğraflarıma rastladım geçen gün ve kızımla aramızda ki müthiş benzerlik bir kez daha hayrete düşürdü beni. Fotoğraflara bakarken şunu da farkettim ki en çok gülümseyişimiz benziyor. Büyüdüğü zaman insan küçüklüğünde olduğu gibi öyle içten gülümseyemiyor bir daha. Ne kadar uğraşsa da ayna karşısında aynı içtenliği yakalayamamak ne yazık...
Çocuk olmak gerek. Hayata onların gözleriyle bakmayı denemek gerek. İçinde hiç durmadan konuşan o küçük geveze kızı susturmamak gerek. Arada sırada şarkı söylemesine, hatta hayatına yön verme ukalalığında bulunmasına izin vermek gerek. Böyle böyle, belki de bu hayat daha çekilesi hale gelir kimbilir. Yapmaktan keyif almadığımız nice angaryayı yapacak güç gelir. Kimbilir bize bakanlar yeniden görür o ışıltıyı gözlerimizde. Belki becerebiliriz yeniden aynı şekilde gülümseyi beş yaşındaki halimizle.
Çocuk gülümsemelerin dudaklarınızdan kaybolmaması dileğiyle.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder