Haziran 1 oldu. Ve aniden geliverdi yaz. Peşinden sımsıcak güneşi, rengarenk çiçekleri de sürükleyerek. Nasıl da özlemle aşkla beklendiğini bilerek, şımara şımara. Şimdi tatil için gün saymak kaldı geriye. Koca kış geçti de son günler geçmiyor sanki. İşte o geçmez dediğim günlerse seninle dolu, kimi zaman mutlu kimi zaman küçük kavgalarla geçiyor gidiyor işte. Bazen hayat akıyor da ben sadece arkasından bakıyor gibi hissediyorum kendimi.
Oyunlar kuruyor, kimin ne olacağına sen karar veriyorsun. Ben de hayatımın tatlı yönetmenine itaat ediyorum büyük bir zevkle:)) Bu aralar favori rolün anne olmak. Ben de senin çocuğun oluyorum. Çoğunlukla benim verdiğim tepkilerin aynısını sergiliyorsun muhteşem oyunculuk kabiliyetinle:) Nerelerde yanlış yaptığımı görmem açısından büyük bir şans aslında. Aynı oyunu 14876 kez tekrar etmesek daha güzel olacak gerçi ama:))
Doktorculuk oynamayı da çok seviyorsun. Güneş gözlüklerini takmadan asla muayene etmiyorsun ama, doktor teyzesin ya gözlerin pek iyi görmüyormuş söylediğin kadarıyla:))
Ne diyim küçücüğüm seninle evcilik oynamak da varmış kaderde. Oysa kendi oyunlarımın kahramanı olduğum, karakterlere kendim karar verdiğim günler dün gibi. Sanki oyundan sıkılmış da küçük bir sandviç arası vermiş gibiyim. Sahi kuşum sen ne zaman dahil oldun benim oyunuma??
Seni seviyorum en tatlı evcilik arkadaşım.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder