Ocak 26, 2010
SONUNDA KAARRR
Sonunda yağdın kar. Küçük küçük başladın süzülmeye. İtiraf etmeliyim bu sefer pek heveslenmedim. Yana yana beklemedim. Yine kandıracağını düşündüm, göz kırpıp kaçacağını. Televizyonların bütün uyarılarına rağmen üstelik. Gayet soğukkanlıydım. Ama tuttun bu sefer beyaza boyadın heryeri. Küçük prenses de ilk kez tanışma şerefine nail oldu seninle.
Önce pencereden izledik seni ikimiz sarılarak hem de. "O yağmur değil değişikkkk" diye yorumlarda bulundu. Küçük burnunu pencereye dayadı "oo soğukmuş" dedi. Dışarı çıkmak aklına gelmedi. Teklif de etmedi. O gün öyle geçti senin nazlı süzülüşlerini izleyerek pencere arkasından.
Ertesi gün dışarı çıktık. Önceleri temkinliydi. "Anne ben bunu elime alıcam" diye önceden haber verdi. Sonra eline aldı inceledi. Ağzına sokmayı denemedi. Ufaktan kar topu da oynadık. Çok ama çok eğlendi. Tahmin ettiğimden fazla üstelik.
Yine gel olur mu? Bak bunu saymayız...
Ocak 21, 2010
ÇOK BİLMİŞ
Ben: Eylül hadi artık çok geç oldu doğru uykuya.
Eylül: Ben uyumam iştee bunu öğğğğreeennn.
Eylül: Ben uyumam iştee bunu öğğğğreeennn.
Ocak 17, 2010
EYLÜL 29 AYLIK
29. ayına merhaba meleğim. İki buçuk olman için bir ay kaldı sadece. Altı aylık olana kadar zaman hiç geçmedi sanki. O uykusuz geceler, emzirme savaşları. Yok süt geldi gelmedi. En sonunda acı gerçeği kabul edip kurtarıcımız Aptamile başlamamız. Sanki bir kasırgaya tutulmuş gibiydik. Yalnız ne zaman film koptu bende onu hatırlamıyorum işte. Sanki rüya gibi bütün o yaşananlar. Artık zamanın hızına yetişemiyorum. Yaptığın, söylediğin o kadar ilginç şey var ki. Kaydedemeden unutuyorum çoğu zaman. Yaptığın herşeyi yazmak, görmemişliğin dibine vurmak istiyorum.
Dün akşam halanla Cevahire geldiniz yine. Alışveriş arkadaşı olmuşsun halana. Ben işten çıkanca da buluşup eve birlikte döndük. Beni görünce anne biraz hava aldıkk dedin. Hem de en havalı halinle:)) Bütün aynalara bakıp saçlarını düzeltmeyi, her mağazada ayakkabı reyonuna koşup bana akabı alın diye tutturmayı da ihmal etmedin. Akabılar hala enn favori aksesuarların. Ama öyle rahatsız etekler, şortlar, sıkı çoraplar giymekten, kolye, bilezik, taç falan takmaktan hiç hoşlanmıyorsun. Ben de karar veremiyorum. Kokoş musun değil misin??:))
Konuşma işini bayağı ilerlettin. Hatta aştın diyebiliriz. Şimdi enteresan cümleler kurup bizi şaşırtmak en çok yaptığın. Geçen gün yemek yemen için sana ısrar ederken. “Aa anne sen de üstüme üstüme gelme” dedin bana. Ağzımı yine zor topladım. Ergen halini düşünmek beni korkutuyor:)
Bir de taklit yeteneğin var bahsetmek istediğim. Gözlem yeteneğin çok güçlü. İstediğin her şeyin ve herkesin taklidini yapabiliyorsun. Çok fazla mimik kullanıyorsun. Sahnedeymiş gibi eline geçirdiğin kumanda vb. aletleri mikrofon yapıp kendi bestelerini icra ediyorsun:) Tam bir aslan burcusun yani. Sahne insanı:)
Bu ay seni seviyorum demeye de başladın. Böyle söyleyerek beni nasıl mutlu ettiğini bir bilsen...
Senden duymayı en çok sevdiğim cümleler. “seni kok seviyom” ve “anne beni bağla” yani anne bana sarıl demek. Korktuğun zaman kullanıyorsun bu cümleyi. Öyle tatlı oluyorsun ki...
Nice 29 aylara bebeğim.
Seni çok seven annen...
Dün akşam halanla Cevahire geldiniz yine. Alışveriş arkadaşı olmuşsun halana. Ben işten çıkanca da buluşup eve birlikte döndük. Beni görünce anne biraz hava aldıkk dedin. Hem de en havalı halinle:)) Bütün aynalara bakıp saçlarını düzeltmeyi, her mağazada ayakkabı reyonuna koşup bana akabı alın diye tutturmayı da ihmal etmedin. Akabılar hala enn favori aksesuarların. Ama öyle rahatsız etekler, şortlar, sıkı çoraplar giymekten, kolye, bilezik, taç falan takmaktan hiç hoşlanmıyorsun. Ben de karar veremiyorum. Kokoş musun değil misin??:))
Konuşma işini bayağı ilerlettin. Hatta aştın diyebiliriz. Şimdi enteresan cümleler kurup bizi şaşırtmak en çok yaptığın. Geçen gün yemek yemen için sana ısrar ederken. “Aa anne sen de üstüme üstüme gelme” dedin bana. Ağzımı yine zor topladım. Ergen halini düşünmek beni korkutuyor:)
Bir de taklit yeteneğin var bahsetmek istediğim. Gözlem yeteneğin çok güçlü. İstediğin her şeyin ve herkesin taklidini yapabiliyorsun. Çok fazla mimik kullanıyorsun. Sahnedeymiş gibi eline geçirdiğin kumanda vb. aletleri mikrofon yapıp kendi bestelerini icra ediyorsun:) Tam bir aslan burcusun yani. Sahne insanı:)
Bu ay seni seviyorum demeye de başladın. Böyle söyleyerek beni nasıl mutlu ettiğini bir bilsen...
Senden duymayı en çok sevdiğim cümleler. “seni kok seviyom” ve “anne beni bağla” yani anne bana sarıl demek. Korktuğun zaman kullanıyorsun bu cümleyi. Öyle tatlı oluyorsun ki...
Nice 29 aylara bebeğim.
Seni çok seven annen...
Ocak 14, 2010
ÇEHOV'UN SIRRI- WANDA BANNOUR
Alışılmışın dışında bir biyografi örneği. Sıkıcı olmayan, hatta bir macera romanı gibi heyecanlı ilerleyen. Kitap bittikten sonra derhal Çehov'un bütün eserlerini okumalıyım etkisi yarattıyor. Ve tabi diğer bütün rus klasiklerini...
Ocak 11, 2010
BÜYÜMEK, ARKADAŞLIK VE AYRILIK ÜSTÜNE...
Cumartesi günü Defne'yi ziyarete gittik. Kızımız üç aylık oldu bile. Zaman su gibi geçiyor gerçekten. Geldikleri gün dün gibi kalıken hafızamızda onlar hızla büyümeye devam ediyorlar.
Diğer daimi kankalar Koray ve Egemen de katıldı.
Defne sürekli kucak istemesi de olmasa çok uyumlu bir tatlı melekti. Ellerini keşfetme telaşında.
Koray ve Egemen de sorun çıkartmadılar. Arada oyuncak paylaşamama krizleri de olmasa tam süper olacaktı:))
Sen ilk defa Defne'yle ilgilendin. "Anne bu tütüçükk, anne ben onu kok sevdim, ben onu öpücem" tarzı beni şaşırtan cümleler kurdun. Ellerini öptün, anakucağında salladın. O da bizimle gelsin mi diye sorunca "gelsin" dedin.
Arkadaşlarından ayrılmak istemedin. Egemen taksiden bizden önce inince dakikalarca ağladın Edemen de bize gelsin diye.
Bence bu ay ilk defa arkadaşlık duygusunun ne olduğunu kavrıyorsun, ve gözlemlediğim kadarıyla ayrılıklardan hiç hoşlanmıyorsun...
Umarım hayat canını sıkan ayrılıkları hiç yaşatmaz sana. Sevdiklerini her daim yanıbaşında bulursun.
Diğer daimi kankalar Koray ve Egemen de katıldı.
Defne sürekli kucak istemesi de olmasa çok uyumlu bir tatlı melekti. Ellerini keşfetme telaşında.
Koray ve Egemen de sorun çıkartmadılar. Arada oyuncak paylaşamama krizleri de olmasa tam süper olacaktı:))
Sen ilk defa Defne'yle ilgilendin. "Anne bu tütüçükk, anne ben onu kok sevdim, ben onu öpücem" tarzı beni şaşırtan cümleler kurdun. Ellerini öptün, anakucağında salladın. O da bizimle gelsin mi diye sorunca "gelsin" dedin.
Arkadaşlarından ayrılmak istemedin. Egemen taksiden bizden önce inince dakikalarca ağladın Edemen de bize gelsin diye.
Bence bu ay ilk defa arkadaşlık duygusunun ne olduğunu kavrıyorsun, ve gözlemlediğim kadarıyla ayrılıklardan hiç hoşlanmıyorsun...
Umarım hayat canını sıkan ayrılıkları hiç yaşatmaz sana. Sevdiklerini her daim yanıbaşında bulursun.
Ocak 08, 2010
DİZİ DİZİ İNCİLER
* Eylül koltuğun üzerinde kudurmaktadır. Annesi tarafından düşersin dikkatli ol diye uyarılır. Bunun üzerine Eylül:
- Anne ben burdan atlıycam haberin olsun:))
*Annesi Eylüle yemek yedirmek için kırk takla atmaktadır. En sonunda bir oyun uydurur. Eveeet Eyüllcümm şimdi üç diycem sen ağzını açacaksın ve on puan kazanacaksın. Evveeet on puan geliyorr.
Eylül:
- On puan gelmiyooor.:))
* Yaramaz ve mızmız olduğu bir gün bütün hünerlerini sergiler. Annenin cinleri tepesine fırlamıştır. Eylülü bir güzel fırçalar.
Eylül en masum süt dökmüş kedi tavrını takınır ve:
- Bidaha bana bağırma seni kok seviyom:))
* Baba yılbaşı akşamı için noel baba olmuştur. Kostümünü giyip odaya dalar.
Eylül birhayli korkar gözleri kocaman açılır ama bozuntuya vermez ve:
- Ben kokmuyom baba o baba:))
* Anneyle oyun oynarken anne çaktırmadan odadan ayrılıp diğer tarafa yönelir.
Eylül:
- Gel buraya hemen de nereye kaçtın:))
- Anne ben burdan atlıycam haberin olsun:))
*Annesi Eylüle yemek yedirmek için kırk takla atmaktadır. En sonunda bir oyun uydurur. Eveeet Eyüllcümm şimdi üç diycem sen ağzını açacaksın ve on puan kazanacaksın. Evveeet on puan geliyorr.
Eylül:
- On puan gelmiyooor.:))
* Yaramaz ve mızmız olduğu bir gün bütün hünerlerini sergiler. Annenin cinleri tepesine fırlamıştır. Eylülü bir güzel fırçalar.
Eylül en masum süt dökmüş kedi tavrını takınır ve:
- Bidaha bana bağırma seni kok seviyom:))
* Baba yılbaşı akşamı için noel baba olmuştur. Kostümünü giyip odaya dalar.
Eylül birhayli korkar gözleri kocaman açılır ama bozuntuya vermez ve:
- Ben kokmuyom baba o baba:))
* Anneyle oyun oynarken anne çaktırmadan odadan ayrılıp diğer tarafa yönelir.
Eylül:
- Gel buraya hemen de nereye kaçtın:))
Ocak 07, 2010
YILBAŞI AKŞAMI ANILARI
Evde geçirdiğiimiz ve çoook eğlendiğimiz bir yılbaşı akşamıydı. Senin de tahmin ettiğim kadarıyla ilk kez farkına vardığın bir yılbaşı akşamı oldu. Ev ahalisine ek olarak Gülçin teyzen bizimleydi. Bol yemeli, oynamalı sıcak bir akşamdı.
Saat tam 12'de pasta kestik. Pasta da çok güzeldi bu arada vişneli çikolatı ekşimsi:) Hamarat annenin kendini aştığını döktürdüğünü de belirteyim. Bir kaç küçük yardım dışında (bakma küçük dediğime en zorlarını babaannen yaptı yaprak sarma, kabak tatlısı gibi:)) masayı kendi elcağızlarımla donattım. Gecenin sonunda baban Soydan Baba oldu pardon noel baba:) Hepimize hediyeler dağıttı. Sen önce hafiften tırstın. Kendi kendini baba o baba korkmuyorum diye teskin ettin yine çok tatlıydın.
Bizimle birlikte sabah 3'e kadar oturma rekoru kırdın. Biz yatmadan sen de yatmayı şiddetle reddettin. Sanki sana otur diyen vardı:) Uykusuzluktan devrilmene rağmen asla uykunun olduğunu kabul etmedin ve kanının son damlasına kadar direndin:) Artık yalpalayarak yürümene dayanamayarak (vodka falan da içmemiştin oysa ki:)) yatmaya karar verdik. Sen de bir kaç dakika içinde fosurdamaya başlamıştın bile. Ertesi gün 11:30'a kadar uyuduğunu bilmem söylememe gerek var mı.
Velhasılkelam bebeğim bu yılbaşı gecesi unutulmaz anılarıma eklendi bile. Senin de ileride hatırlaman pek olası olmadığından anneciğin bu kutsal görevi üstlendi buraya bütün ayrıntılarıyla yazdı işteee.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)



