Lilypie Third Birthday tickers

Haziran 15, 2010

ECEM KIZ GELDİ....

Ecem kız 12 Haziran 2010 tarihinde katıldı aramıza. Hem de hiç hesapta yokken. Filmlere taş çıkartacak kadar heyecanlı bir şekilde, yüreğimizi ağzımıza getirerek. İşte aşağıda okuyacaklarınız onun doğum hikayesidir.

Günlerden cumartesi çok ama çok sıcak bir gün. İnsanı "yaz gelsin yaz gelsin" diye bütün kış söylendiğine pişman edirtecek kadar:) Uzun zamandır kanka buluşması gerçekleştirememişiz ve çok özlemişiz birbirimizi:) Özlem'de buluşmaya karar verdik. Halkalı bizim eve ve dolayısıyla hastaneye oldukça uzak bir mesafe. Buna rağmen düştük Halkalı yollarına:) Özgecim günlerini doldurmuş eli kulağında son derece hamile. 39 hafta tamamlanmış bebek heran gelebilir. Bütün yol boyunca konuştuk. İçine mi doğdu, yoksa Ecem'i kendisi mi çağırdı bilmiyorum ama sürekli "ya bugün doğurursam, gitmesemiydik, ay eve de çok uzak, yok hastaneye yetişemeyiz, ay  taksi bulmamız da zor olur, ay galiba bana bişey oluyo" diye diye yolu tamamladık. Hareketleriyle beni de evhamlandırmayı başardı. Ona açık vermemeye çalışıyorum ama ben de paniğin önde gideni bi kişilik olarak üç buçuk atıyorum. Kocalarımızın gitmeyin dediklerini ayrıca söylememe gerek yok sanırım:)

Özlem'in evine vardık sağsalim. Dediğim gibi çok sıcaktı ve uzun yolculuk çok zor oldu her ikimiz için de. Biraz oturduk yemek yedik. Ve aniden Özge'nin suyu geldi. Ondan sonrası ise bir panik ve kaos hali. Taksiyi aramamız taksinin bir türlü gelmek bilmemesi. Apar topar aşağı inişimiz. Sonra komşulardan birinin sevabına:) bizi arabasına alıp hastaneye yetiştirişi. Üstelik şoför acemiydi ve sağ şeritten yavaş yavaş kullandı arabayı:)) Aynı filmlerdeki gibi o kadar hızlı gelişti ki herşey.

Hastaneye varınca Özge'yi nst'ye bağladılar ve yaklaşık 20 dk sonra da doğumhaneye aldılar. Hayatımda ilk defa tanık olduğum normal doğum hadisesi kendi doğumumu bile gölgede bıraktı. Çok ama çok heyecan vericiydi. Yaklaşık iki saat sonunda kızımız dünyaya gözlerini açtı. Bembeyaz, kıvırcık saçlı bir prenses kendisi. Özgenin kucağına verdikleri anı ise hiç unutmayacağım. Hayat o kadar ilginç ki. Nerden bilirdim 1998 yılının yine sıcak bir yaz gününde, yeni kayıt olduğumuz lisenin formalarını almak için arka arkaya sıra beklediğimiz, "saçlarını ne kadar ilginç yapmış" diye düşündüğüm, bahçıvanlı kara kızın, hayatının en önemli anına tanıklık edeceğimi.

Umarım çook tatlı ve upuzun bir hayatın olur kızımın en yeni kankası. Hoşgeldin Ecem Bebek...

Haziran 05, 2010

ELVEDA HUGGIESS...

Evettt bugünü tarihe altın harflerle yazıyorum ve büyük bir gururla da söylüyorum kii bugün senin bez bağlamanın son günüydü bebeğim. 2007 Ağustosunda bağlamaya başladığımız bezinden bugün itibariyle kur-tul-dun.

Aslında kabul bu konuda biraz geç kaldık. Tembel annenin sürekli ertelemesi ve nedendir bilinmez gözünde 15678 kat büyütmesi yüzünden şimdiye kadar bekledik. Aslında sen dünden hazırmışsın. Sadece bir gün sürdü. Sana güzel güzel anlattım en başında. Bir kez kaza yaşadık. İkinci de söyledin. Ben bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.

Haziran 03, 2010

GÜNEŞLİ VE EVCİLİKLİ GÜNLER

Haziran 1 oldu. Ve aniden geliverdi yaz. Peşinden sımsıcak güneşi, rengarenk çiçekleri de sürükleyerek. Nasıl da özlemle aşkla beklendiğini bilerek, şımara şımara. Şimdi tatil için gün saymak kaldı geriye. Koca kış geçti de son günler geçmiyor sanki. İşte o geçmez dediğim günlerse seninle dolu, kimi zaman mutlu kimi zaman küçük kavgalarla geçiyor gidiyor işte. Bazen hayat akıyor da ben sadece arkasından bakıyor gibi hissediyorum kendimi.  

Oyunlar kuruyor, kimin ne olacağına sen karar veriyorsun. Ben de hayatımın tatlı yönetmenine itaat ediyorum büyük bir zevkle:)) Bu aralar favori rolün anne olmak. Ben de senin çocuğun oluyorum. Çoğunlukla benim verdiğim tepkilerin aynısını sergiliyorsun muhteşem oyunculuk kabiliyetinle:) Nerelerde yanlış yaptığımı görmem açısından büyük bir şans aslında. Aynı oyunu 14876 kez tekrar etmesek daha güzel olacak gerçi ama:))

Doktorculuk oynamayı da çok seviyorsun. Güneş gözlüklerini takmadan asla muayene etmiyorsun ama, doktor teyzesin ya gözlerin pek iyi görmüyormuş söylediğin kadarıyla:))

Ne diyim küçücüğüm seninle evcilik oynamak da varmış kaderde. Oysa kendi oyunlarımın kahramanı olduğum, karakterlere kendim karar verdiğim günler dün gibi. Sanki oyundan sıkılmış da küçük bir sandviç arası vermiş gibiyim. Sahi kuşum sen ne zaman dahil oldun benim oyunuma??

Seni seviyorum en tatlı evcilik arkadaşım.